Bir çocuk oyunudur. Çocukluğumuzda biz de çok oynardık ama mânâsını yeni yeni idrak edebiliyorum.
Bir oyuna başlarken, sayışmak için önce bu oyun oynanır. İki çocuk karşılıklı geçip ellerini kaldırarak havada birleştirirler. Diğer çocuklar sıra olup şu tekerlemeyi söylerler:
Aç kapıyı bezirgânbaşı
Kapı hakkı ne verirsin
Arkamdaki yâdigâr olsun
Tekerleme söylenirken, çocuklar birer birer ellerin altından geçerler. Tekerlemenin sonunda hangi çocuk rastgelmişse, ebeler onu kollarının çemberine alıp biraz uzaklaşırlar ve alçak sesle bir soru sorarlar. Çocuk hangi cevabı vermişse ve alınan cevap kimin işine geliyorsa, çocuk o ebenin arkasına geçer.
Çocukların hepsi böylelikle taraflarını belirlerler ve asıl oynayacakları oyuna başlarlar..
Çok sonra anladım ki...
Aç kapıyı bezirgânbaşı diye soran, bir şey talep eden kişi, Hak yoluna girmek isteyen sâliktir.
Bezirgân, halka dağıtacağı cevherleri olan, insanlara doğru yolu göstermek için vazifeli mürşittir. Yunus Emre'nin
"Bezirgânım, metâım çok, alana satmağa geldim" deyişi gibi...
Kapı, Hak yoludur.
Kapı hakkı ne verirsin sorusu, bu yolda harcayacak neyin var demektir.
Arkamdaki yâdigâr olsun, şimdiye kadar biriktirdiğim kinler, kıskançlıklar, bütün kötü huyları bıraktım, onları Allah için güzelliklerle değiştirmeye geldim manasına gelir..
Masallarımızdan çocuk oyunlarına kadar, muhteşem bir dünya görüşü iliklerimize işlemiştir...